Tüm dünyayı etkisi altına alan küresel salgın Covid 19 virüsünün mutasyona uğrayan yeni varyantları sonrasında artan bulaşıcılığın yayılım hızını kontrol altında tutmak amacıyla ülkemiz genelinde kısmı kapanmadan tam kapanmaya geçilmiş ve birtakım kurallar getirilmiştir. İçişleri bakanlığın yayınladığı genelgeye göre 29 mayıs 2021 ile 17 mayıs 2021 tarihleri arasında ülke genelinde tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması getirilmiş istisna ve zorunlu durumlar hariç olmak üzere kısıtlamaya uymayanlara ise Kabahatler Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282 maddesine göre idari para cezası uygulanacağı duyurulmuştur. Peki kimler bu cezayı kesmeye yetkilidir? Kesilen idari para cezasına itirazı mümkün müdür?
Bir hukukçu olarak gördüğümüz, yaşadığımız her olayda mevzuat araştırması yapmamız gerektiğinden bu yazımıza da kesilen cezaların hukuki kaynağını ne olduğuna bakmalıyız. O halde çok eski ve dili ağır olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunun ilgili maddeleri olan 27, 72, 282 ve 194’ü inceleyelim. Kanunun 27. maddesinde;
“Umumi hıfzıssıhha meclisleri mahallin sıhhi ahvalini daima nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir ve kasaba ve köyler sıhhi vaziyetinin ıslahına ve mevcut mahzurların izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve salgın hastalıklar hakkında istihbaratı tanzim, sari ve içtimai hastalıklardan korunmak çareleri ve sıhhi hayatın faideleri hakkında halkı tenvir ve bir sari hastalık zuhurunda hastalığın izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet eylerler.”
umumi hıfzıssıhha meclislerinin, mahallinin sıhhi ahvalini nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir, kasaba ve köylerde sıhhi vaziyetinin ıslahına ve mahzurların izalesine yarayan tedbirler alabileceğini söylemiştir.
Kanunun 72. maddesinde ise;
57. madde de zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde alınacak tedbirleri sınırlı olarak saymış ve buna göre:
1. Hastalananların tecrit ve müşahede altına alınmasını, (72/1)
2. Serum ve aşı takibini, (72/3)
3. Gerekliyse karantina altına alınması veya riskli yapıların tahliyesini,(72/3)
4. Hastalık taşıyan hayvanların telefini, (72/4)
5. Gerektiğinde memleket içinde seyahat edenlerin muayenesi ve eşyalarının temizlenmesini,
6. Hastalık bulaşan gıda maddelerinin telefini,(72/6)
7. Hastalığın zuhur ettiği binaların gerektiğinde karantina altına alınması ve tahliye edilmesini gibi bir takım önlemler alınabileceğini söylemiştir
Kanunun 282 maddesinde ise;
“Bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, iki yüz elli Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.“
bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenlerin veya zorunluluğa uymayanlara, filler ayrıca suç oluşturmadığı takdirde iki yüz elli Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idari para ceza vereceğini düzenlemiştir.
Kanunun 294 maddesinde ise ;
“Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.“
idari para cezasının uygulayacak merciinin mülki amir olduğunu söylemiştir.
Peki süreç nasıl işlemektedir? İtiraz nereye, ne kadar süre içinde yapılmalıdır? Kesilen cezayı nereden öğrenebilirsiniz? Kolluk tarafından tutulan tutanak valilik tarafından gerekli şartları taşıyıp taşımadığı inceledikten sonra, usulüne uygun tutulmuş bu cezalar valilikçe imzalanır ve karar niteliğine ulaşır. Ulaşılan bu karar idari para cezası alan tarafa tebliğ edilir. Tebligat kendisine ulaşan taraf kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Sulh Ceza Hakimliği’ne dilekçe ile itiraz edilebilir. Hakkında kesilen ceza olup olmadığını ise e-devlet üzerinden interaktif vergi dairesine girerek görebilir ve ödeme yapabilirsiniz.
Peki itiraz dilekçemizde hangi sebepleri ileri sürebiliriz:
1. Anayasanın 13. maddesi gereği temel hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamalar ancak kanunla yapılır. Ancak ülkemizde kısıtlamalar genelge ile yapılmış olup bu düzenleme kanunilik ilkesine aykırıdır. (Yargıtay 19. CD., E. 2021/267 K. 2021/464 T. 25.1.2021)
2. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 294. maddesi gereği idari para cezaları mahalli mülki amirler tarafından verilir demekte olup polisler tarafından idari para cezası verilmesi hukuka aykırıdır.(Yargıtay 19. CD. E.2020/4354 K. 2020/14250 T. 09.11.2020)
3. Yine Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282. maddesi kesilen idari para cezasının belirtilen alt ve üst sınırlar arasında verilmesi gerektiğini söylemiştir. Bu alt ve üst sınır VUK uyarınca çıkarılan tebliğle yeniden değerlendirme oranı üzerinden (ki bu oran %9,11) hesaplanıp 2021 yılı için en düşük 860 TL en yüksek ise 3469 TL’dir. Zira basında ve çevremizde de gördüğümüz üzere sokağa çıkma yasağını ihlal eden vatandaşlara üst sınır üzerinden ceza verilmesi idari para cezasını kesen biriminin bu yetkiyi kullanırken mutlak bir keyfilik ve serbest hareket etmesi hukuka aykırılık teşkil edecektir. Nitekim Kabahatler Kanunu 11. maddesi uyarınca kabahatin içeriği, failin kusuru ve ekonomik durumunun dikkate alınarak idari para cezalarının miktarın belirlenmesi gerektiğini söylemektedir.
4. Umumi Hıfzıssıhha Kanun’un 28. maddesi ile kendilerine verilen icra görevini yerine getirmek ve bulaşıcı ve salgın hastalıkla mücadelede etmek amacıyla il umumi hıfzıssıhha meclisleri tarafından alınan tedbirleri ve bu tedbirlere uyulmaması halinde hangi yaptırımlar olacağını ilan etmesi gerektiğini söylemektedir. Yine 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 66/1. maddesi çerçevesinde alınan kararların valilik tarafından usulüne uygun şekilde ilan edilmiş olması gerektiğini söylemiş olup usulüne uygun yapılmayan ilan üzerine kesilen ceza hukuka aykırılık teşkil edecektir.
5. Anayasanın 40/2 maddesi gereği idarenin, tesis ettiği bütün işlemlerinde bu işlemlere karşı başvurulacak kanun yolunu, ilgili mercii ve başvuru süresini gösterme zorunluluğu olup kesilen idari para cezası ilam karar tutanağında itiraz merci ve süresinin gösterilmemesi hukuka aykırılık teşkil edecek olup kesilen idare parasının iptali gerekmektedir.
Sonuç olarak belirtmek isterim ki bu yaygın ve bulaşıcı hastalık ile mücadelede kapsamında maske takma ve diğer tedbirlerin ve tüm bilimsel ve tıbbi tedbirlerin alınması gerektiği yönündedir. Ancak idare tarafından getirilen maske takma vs. mecburiyetlerin yasal alt yapısı bulunmadığı için ihlali halinde idari para cezası verilmesinin hukuka uygun olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Bunun haricinde tedbirlerin usulüne uygun vasıtalarla ilan edilip duyurulmadan muhataplara ceza kesilmesinin hukuki olarak sonuç doğurmayacağı kanaatindeyim.
AV.KEREM GÜNAYDIN