4 HAZİRAN 2025 TARİHLİ 10. YARGI PAKETİ İLE GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER


Türk toplumunun sürekli değişen yapısı, kanun koyucunun da bu değişimden etkilenmesine neden olmaktadır. Özellikle bazı suç türlerindeki artışa ilişkin istatistik veriler, toplumsal baskıyı artırmakta; bu baskı siyasete, siyaset ise kanun koyucuya yansımaktadır. Oysa en genel normların ve soyut ifadelerin kanunlarda yer alması, uygulamanın ise Yargıtay içtihatlarıyla şekillenmesi beklenirken; her yeni yargı paketiyle yapılan düzenlemeler, cezasızlık algısını ortadan kaldırmak yerine, kamuoyuna af niteliğinde mi algılanıyor sorusunu gündeme getirmektedir. 

Türk kanun koyucusunun bir suç için öngördüğü ceza, infaz kanunları ve yönetmelikleri dikkate alındığında, bu cezanın fiilen uygulanmadığı, dolayısıyla infaz sisteminin bir tür af mekanizmasına dönüştüğü yönünde bir algı oluşmaktadır. Zira kişi hapis cezası alsa da, koşullu salıverme, denetimli serbestlik ve diğer infaz seçenekleriyle bu cezanın önemli bir kısmı fiilen infaz edilmemektedir.

Bunun tam tersi görüş infaz uygulamalarının kişinin yeniden topluma kazandırılması, ıslah edildiğini ve tüm dünyada uygulandığını savunmaktadır. Türk ceza sisteminde cezaların yüksek tutulması, bir yandan suç işleyenleri caydırmak amacı taşırken, diğer yandan cezaevinde kalış sürelerini azaltmaya yönelik infaz düzenlemeleriyle dengelenmektedir. Bu yaklaşım, kanaatimizce akılcı ve uygulanabilir bir yöntemdir.

Detaylı eleştirilere girmeden, kamuoyunda “10. Yargı Paketi” olarak bilinen ve 4 Haziran 2025 tarihinde açıklanan değişikliklere geçelim. Bu değişiklerin temelinde İnfaz Kanunu ve TCK’da bulunan kasten yaralama suçları olarak ayırabiliriz. Sizler için getirilen ve değiştirilen düzenlemeleri kısa ve öz şekilde özetlemekteyim.

  1. CEZASIZLIK ALGISI YIKILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR

Denetimli serbestlik hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını kolaylaştırmak, topluma kazandırılmalarını sağlamak ve aile bağlarını koruyarak yeniden suç işlemelerini önlemek amacıyla uygulanan alternatif bir infaz yöntemidir. Bu sistem, belirli şartları taşıyan hükümlülerin cezalarının kalan kısmını cezaevinde değil, toplum içinde bazı yükümlülüklere tabi olarak infaz etmelerine olanak tanımaktadır. 

Misal bizim sistemimizde 2 yıl ve altı hapis cezası alan bir kişi Açığa Alma Yönetmeliği gereği 3 gün yatıp çıkıyordu. Yeni gelen düzenleme ile bu imkan kaldırıldı. Artık kişi 2 yıl ceza alsa koşullu salıverme süresinin 1/10’un yatması gerekmektedir. Daha da açıklamak gerekirse 2 yıl ceza alan bir kişi ½ koşullu salıverme olduğundan kalan 1 yıl denetimli serbestlik (365 gün) en az 1/10’unu yani 36 gün hapiste geçirmesi gerekecektir. 

Ancak bu yeni uygulama geriye yürümeyecek şekilde düzenlenmiştir. Yani 4 Haziran 2025 tarihinden önce işlenen suçlar için eski düzenlemeye göre denetimli serbestlik uygulanmaya devam edilecek; yalnızca bu tarihten sonra işlenen suçlar bakımından yeni 1/10 oranı ve fiilen cezaevinde kalma şartı geçerli olacaktır.

Son olarak bu kadar bekleyişin aksine uygulamada bazı haksızlıklara sebep olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Zira 3 Haziran günü 2 yıl 10 gün hapis cezası alan bir kişi eski kanundaki denetimli serbestlik hükümlerinden yararlandığı için 5 gün hapiste kalırken 4 Haziran 2025 sonrası 2 yıl hapis cezası alan bir kişi 36 gün cezaevinde kalacak. Nedeni ise kanunu bilmemek mazeret sayılmayacağıdır.

  1. İKİNCİ MÜKERİRLERDE CEZASININ ¾ ÇEKTİKTEN SONRA DENETİMLİ SERBESTLİK AYRILABİLECEK

Daha önceden ikinci mükerir halinde hükümlü cezasının 4/4 yatarken yeni sistemde ¾ yattıktan sonra denetimli serbeslik ile tahliye imkanı geldi.

  1. ÖZEL İNFAZ USULLERİ GENİŞLETİLDİ. GECELEYİN İNFAZ, HAFTA SONU İNFAZ VE KONUTTA İNFAZ USULLERİ GENİŞLETİLDİ.

Daha önceki düzenlemeye göre, kasten işlenen suçlar bakımından toplam üç yıl veya daha az, taksirli suçlar bakımından ise toplam beş yıl veya daha az hapis cezaları için infaz hâkimi kararıyla ‘hafta sonu’ infaz imkânı tanınıyordu. Bu kapsamda hükümlü, cuma günü saat 19.00’da ceza infaz kurumuna girip pazar günü saat 19.00’da çıkmak suretiyle cezasını hafta sonları çekebiliyordu.

Ayrıca, aynı madde kapsamında yer alan bir diğer infaz usulü olan ‘gece infazı’ ile hükümlülerin, her gün saat 19.00’da ceza infaz kurumuna girip ertesi gün saat 07.00’de çıkmaları suretiyle cezalarını geceleyin infaz etmeleri de mümkündür. Bu yöntem, özellikle hükümlülerin gündüzleri işlerine veya eğitimlerine devam edebilmelerine olanak tanımaktadır.

4 Haziran 2025 tarihli değişiklikle birlikte, bu infaz şeklinin sadece hafta sonlarıyla sınırlı kalmayacağı düzenlenmiştir. Yeni düzenlemeye göre, hükümlünün iş yaşamı ve ailevi durumu ile ceza infaz kurumunun düzen ve işleyişi dikkate alınarak, aynı süreyle olmak şartıyla hafta içi günlerinde de bu infaz usulü uygulanabilecektir. Böylece ceza infazı, artık sadece hafta sonları değil, uygun görülmesi hâlinde hafta içi günlerinde de gerçekleştirilebilecektir.

Konutta infaz uygulaması, hükümlülerin cezasını ceza infaz kurumuna alınmaksızın, ev ortamında çekmesini sağlayan bir infaz türüdür. Bu yöntemle hükümlü; ailesinden koparılmadan, sosyal bağlarını sürdürebilecek şekilde, cezasını denetim altında geçirme imkânı bulmaktadır.

4 Haziran 2025 tarihinde yapılan değişiklikle birlikte, konutta infazdan yararlanabilecek kişilere ilişkin yaş ve ceza sınırları genişletilmiştir.

İlgili düzenlemeye göre:
Mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumluluklar saklı kalmak üzere;

  • Kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 3 yıl veya daha az süreli, (daha önceden 1 yıldı)
  • 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 4 yıl veya daha az süreli,(daha önceden 2 yıldı)
  • 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 5 yıl veya daha az süreli,(daha önceden 4 yıldı)
  • 80 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 6 yıl veya daha az süreli

hapis cezalarının konutta infazına karar verilebilecektir.

Bir diğer değişiklik hasta ve engelli mahkumlara ilişkindir. 4 Haziran 2025 tarihli değişiklikle birlikte, cezaevinde yaşamını tek başına sürdüremeyecek derecede ağır hastalığı veya engelliliği bulunan hükümlülere yönelik önemli bir yenilik getirilmiştir. Yeni düzenleme ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar hariç olmak üzere, hapis cezasına mahkûm edilen ya da adli para cezası hapis cezasına çevrilen hükümlülerden, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen usule göre sağlık durumu tespit edilen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut bir tehlike oluşturmadığı değerlendirilen kişilerin cezalarının konutta infaz edilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir.

4 Haziran 2025 tarihli düzenleme ile doğum yapmış hükümlü kadınlara yönelik konutta infaz imkânı genişletilmiştir. Önceki düzenlemede doğum nedeniyle konutta infaz sınırı 3 yıl ile sınırlı iken, yeni düzenleme ile bu süre 5 yıla çıkarılmıştır.

Buna göre; doğum yaptığı tarihten itibaren en az altı ay geçmiş olan ve toplam 5 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm edilen ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen kadın hükümlülerin cezalarının konutta infazına, infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir.

  1. SUÇA TEŞEBBÜS DE VE KASTEN YARALAMA SUÇLARINDA CEZA ARTIRILDI

4 Haziran 2025 tarihinde yürürlüğe giren 7550 sayılı Kanun ile, suça teşebbüs hâlinde uygulanacak cezalar yönünden önemli bir artış yapılmıştır. Daha önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren bir suçun teşebbüs hâlinde kalması durumunda fail, “13 yıldan 20 yıla kadar” hapis cezası ile cezalandırılırken, yeni düzenleme ile bu aralık “14 yıldan 21 yıla” çıkarılmıştır. Benzer şekilde, müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda ise teşebbüs halinde öngörülen ceza alt sınırı “9 yıldan 15 yıla” iken, bu sınır da “10 yıldan 18 yıla” yükseltilmiştir.

4 Haziran 2025 tarihli 7550 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu’nun 86. ve 87. maddelerinde düzenlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarına ilişkin cezalar artırılmıştır.

TCK m. 86’da yapılan değişiklikle, basit kasten yaralama suçunun alt ceza sınırı bir yıldan bir yıl altı aya, mağdurun üzerindeki etkinin basit tıbbi müdahale ile giderilebildiği hâllerde uygulanan ceza aralığı ise dört aydan bir yıla altı aydan bir yıl altı aya çıkarılmıştır. Ayrıca, suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan dokuz aya yükseltilmiştir.

TCK m. 87’de yapılan değişiklikle ise, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarında uygulanan hapis cezalarının alt sınırlarında artışa gidilmiştir. Buna göre, mağdurun yüzde sabit iz, yaşam tehlikesi gibi etkilerle karşılaşması hâlinde verilecek cezanın alt sınırı üç yıldan dört yıla, ağır neticeler (organ kaybı, bitkisel hayat vb.) durumunda ise beş yıldan altı yıla çıkarılmıştır. Yaralama sonucunda mağdurun ölmesi hâlinde ise ceza alt sınırı sekiz yıldan on yıla, üst sınırı ise on iki yıldan on dört yıla, daha ağır sonuçlar bakımından ise on iki yıldan on dört yıla yükseltilmiştir.

  1. SAİR TEHDİT SUÇUNDA CEZAİ YAPTIRIMLAR ARTIRILDI

4 Haziran 2025 tarihli 7550 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenen tehdit suçunda cezai yaptırımlar yönünden bazı önemli değişiklikler yapılmıştır.

Yapılan değişiklikle, özellikle sair tehdit olarak adlandırılan ve kişinin malvarlığına zarar verileceği veya başka bir kötülük yapılacağı yönündeki tehditlerde ceza alt sınırı yükseltilmiştir. Eski düzenlemede bu fiil, yalnızca mağdurun şikâyeti üzerine dört aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılırken; yeni düzenleme ile bu suç için ceza aralığı iki aydan altı aya kadar hapis veya adli para cezası şeklinde belirlenmiştir. Böylece suçun alt sınırı artırılarak daha caydırıcı hale getirilmiştir.

Ayrıca, ikinci fıkrada düzenlenen ve tehdit suçunun silahla, maskeyle, suç örgütü gücüyle ya da birden fazla kişiyle birlikte işlenmesi gibi nitelikli halleri bakımından da ceza üst sınırı artırılmıştır. Önceden bu hallerde fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilebilmekteyken, yeni düzenleme ile bu ceza iki yıldan yedi yıla kadar hapisşeklinde değiştirilmiştir.

  1. TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇUNDA CEZALAR ARTIRILDI

4 Haziran 2025 tarihli 7550 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda cezalar artırılmıştır.

Yapılan değişiklikle, trafik işaretlerini değiştirmek, kaldırmak veya yanlış yönlendirme yapmak gibi eylemler nedeniyle başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlike yaratılması hâlinde uygulanacak ceza alt sınırı önceki “üç aydan” dört aya çıkarılmış, ayrıca üçüncü fıkradaki ceza aralığı “yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır” ifadesinden “altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde değiştirilmiştir.

Sonuç olarak, 4 Haziran 2025 tarihinde yürürlüğe giren 7550 sayılı Kanun ile yapılan yasal düzenlemeler, ceza sisteminde önemli değişiklikler ve caydırıcı tedbirler getirmiştir. Bu değişiklikler, suçların önlenmesi, mağdur haklarının korunması ve toplum güvenliğinin artırılması açısından büyük önem taşımaktadır. Hukuki süreçlerde güncel mevzuatı takip etmek ve bu yeniliklere uyum sağlamak, hem bireyler hem de hukuk profesyonelleri için kritik bir gerekliliktir. Toplumun barış ve adalet içinde yaşaması için kanunlardaki bu tür gelişmeleri yakından izlemek ve anlamak her zaman öncelikli olmalıdır.

UYARI : Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Kerem GÜNAYDIN’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

About the Author

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may also like these

DOLANDIRICILARA KARŞI ÖNEMLİ UYARI

DİKKAT! DOLANDIRICILIK UYARISI


Son zamanlarda adımı kullanarak vatandaşları telefonla arayan veya mesaj gönderen dolandırıcılar olduğu bilgisi tarafıma ulaşmıştır. Avukat Kerem Günaydın adına para talep eden bu tür dolandırıcılara kesinlikle itibar etmeyiniz. Sizden ricam : Bu tarz aramalara veya mesajlara yanıt vermeyiniz. Bu kişilerle iletişim kurmayınız. Gerçek İletişim Bilgilerim:

  • Özel Numaram: 0531 247 95 44
  • Kurumsal Numaram: 0216 606 75 30

Bu numaralar dışında tarafınıza ulaşan her türlü talep şüpheli olup dolandırıcılık amacı taşıyabilir. Dolandırıcıların mağduru olmamak için lütfen dikkatli olunuz. Şüpheli bir durumla karşılaştığınızda derhal yetkili mercilere başvurun.

Avukat Kerem Günaydın

GÜNAYDIN HUKUK BÜROSU

Bu kapanacak 20 saniye